Edebiyat Dergisi
Yayınları
11894. Gösterim
Vakit Gazetesi, 24 Şubat 1995
Mürsel Sönmez bir Nuri Pakdil uzmanı olma yolundadır. Pakdil ustayı iyi özümlemiş bir şairdir. Kardelen dergisinde çok arzu etmişti yaşayan bu değerli ustayı bir özel sayı ile gündeme getirelim. Olmadı. Biz beceremedik. Dergimiz de kapandı zaten. Nuri Pakdil özel sayısı hazırlamak onuru Yedi İklim dergisine düştü. Onları kutluyorum. Hem de yürekten kutluyorum.
Üstad Sezai Karakoç, özel sayısı hacminde doyurucu bir sayı olarak edebiyat tarihinde yerlerini alacaklar. İki sayı da, doğrusu tebrik edilecek çalışmalar.
Nuri Pakdil, yıllardır susan bir yazar. Sanki küskün, kırık bir hayatı yazıyor imajı haber olarak ulaşıyordu bize. Pakdil usta neden yazmıyordu. Nedeni sessiz bir çığlık gibi miydi? Bize mi öyle geliyordu. Neyse. Ahmet Kekeç’in Vakit gazetesindeki yazısı, Enis Batur’un ses getiren yazısı. Doğrusu merak ediyordu Pakdili tanıyanlar. Bir de tanımayan gençler vardı. Yeni kuşak, Pakdil ustayı tanımıyordu. Bu, büyük bir eksiklikti edebiyat dünyamız için ve gelişmekte olan gençler için. Pakdil’in kitapları da yoktu piyasada. Pakdil’i oku dediğimizde, eserleri bulunmuyordu.
Yedi İklim dergisi gerçekten kalıcı bir çalışmayı okuyucusuna ve sanatseverlere sunmuş oluyor. Ali Haydar haksal, “Nuri Pakdil’de Eleştirel Bakış” yazısında; “Nuri Pakdil’i, kamplaşmaların keskinleştiği ve yer tuttuğu bir zamanda onca hayıf, ürperti, hatta öfkesine karşın, edebiyat ve sanata dönük nesnelliği elden bırakmayan anlayışıyla, edebiyat ve kültür dünyamızdaki yerini aldı” diyerek, bir gerçekliği bir kez daha dile getiriyor. “Nuri Pakdil, yazılarıyla ve eylemiyle konuşan, düşünen ve yaşayan bir yazar, bir aydın, bir düşünür ve bir ustadır” diyerek de bitiriyor yazısını. Arif Ay’ın şiirinin adı “Nuri Pakdil.” Tanımlaması yerinde olan, fakat şiiriyeti naif olan bir çalışma olarak dergide yerini alıyor. Arif Ay, Edebiyat dergisinde yetişmiş bir şair. İyi bir şair. Ali Göçer, “Bir Tarık Masalı”nı yazmış, “Ey benzi uçuk adamlar/Siz hiç tarık oldunuz mu.”
Rasim Özderön, “Tavır Koymanın Dili”nde, “Anlaşılıyor ki, Nuri Pakdil, gündelik hayatında da, kendine özgü bir “üst dil” kurmuştur tespitinde bulunuyor. Ali Göçer’in “Çoban Yıldızı” yazısı da okunmaya değer bir yazı. Aslında Yedi İklim dergisinin özellikle üstad Sezai Karakoç’a özel sayısı ile “Nuri Pakdil Ustamıza” özel sayısına, baştan sona kadar titizlikle okunması gereken sayılar olarak bakıyorum. Böyle geniş kapsamlı çalışmaların kadirbilir insanlarca takdirde karşılandığını da belirtmek istiyorum. Pakdil’in mektupları da çok ilginç. Ersin N. Gürdoğan’ın “Günler Akarken” yazısı da gerçekten akıcı bir üslupla okutturuyor kendini. Başta Ali Haydar Haksal olmak üzere, emeği geçen herkesi kutluyorum.
Üstad Sezai Karakoç. Nuri Pakdil usta. Ve Harman dergisinden Mehmet Aycı’nın bir tek dizesi:
“Ustam ateşindir düşen bağrıma.”
Turan Koç, “Susmak ne kadar önemli ve anlamlı olursa olsun, ben Nuri Pakdil’in yeniden yazmaya başlamasını özlüyorum” diyor. Yazmak ne yana düşer usta, susmak ne yana?
EDY © 2002 - 2016 | Hata Bildirin | Yasal Uyarılar | eMail Kayıt | Mobil Cihazda Aç | +90 532 291 7896 |