Edebiyat Dergisi
Yayınları
12174. Gösterim
Gerçek Hayat, Değini, 15 Haziran 2001
Kanıksıyor, olağan görüyoruz yaşadığımız insana aykırı olayları, durumları. İnsana aykırı, aynı zamanda insanlık dışı olan gelişmeler, kanatmaz, yaralamaz oldu bizleri. Çok somut olarak, yaşadığımız ekonomik sömürü ve yoksullaşmadan tutun da, üçüncü sayfalardaki cinayetlere ve intiharlara değin hiçbir şey, en azından içimizde bir acılı yanışa yol açmıyor, açamıyor. Evrensel çapta bir kıyım bu. Ürkünç bir gidişat var ve görmezden gelmek işimize geliyor. İçi boşaltıldı insanın ve dolayısıyla yaşamın.
Kutsallar, değerler ve ilkeler artık geçmeyen akçe hükmünde. İnsan, önce Tanrı’dan, sonra kendinden ve Tanrı’nın yalın lisanı olan doğadan koptu/koparıldı. Tanrı’nın yerine tanrılar, kişinin kendi özgünlüğünün yerine tüketen görüntüsel yaratık ve güdülen/güdülenen ucube bir fotoğraf kondu ve doğa parlak kağıtları süsleyen, arada bir bakılarak yabancı gözlere sunulan uzak bir nesneye dönüştü.
Kalem Kalesi’nde Direniş Hattı
İntihar edenleri kim öldürüyor, mahallenin delisi neden deliriyor, hayatımız üzerinde tasarrufta bulunarak bugünlerimizi ve yarınlarımızı biçimlendirmeye çalışanlar kimlerdir, sormuyoruz ve sormuyoruz asıl şu soruyu: Ben birey olarak ne yapabilirim bu gidişe karşı, nedir sorumluluğum? “Eroin imalatçısı” yazarlar, yaşanılan trajediyi göstermemek peşinde ve söz iktidarı onların ellerinde. Bir de buna direnen yazarlar var, sözün namusunu koruyan ve “Kalem Kalesi”nde direniş hattı oluşturarak firavunlara kurban edilen insanları ve insanlığı savunan. Bu savunma esnasında ne kendi bencilliğinin destanı peşinde olan, ne kriz entelektüel edasıyla bulantıya katılan, ne de boyun eğen İblis’e. Nuri Pakdil’den söz ediyoruz yani.
Varoluşu ve insan gerçeğini KÖK’ten değerlendirdiği, anlamlandırdığı gibi evrensel insanlık durumunu ve siyasa gerçeğini de KÖK’ten sorgulayan bir yazar Pakdil. Uzun suskunluk döneminin ardından 1997 yılında yeniden yayımlanmaya başlandı kitapları ardarda. Ses kirliliğinin ortalığı boğduğu ve iletişimi sabote ettiği bir dönemde insanlık için kurtuluş meşaleleri olan bu yapıtlar, ancak özel ilgilisinin dünyasında yer buldu. Oysa soran, sorgulayan ve vicdanı kanayan herkesin dikkat kesilmesi gerekiyor onun yazdıklarına. Önyargısız ve yalın bir yaklaşımla bu kitapların okunmasının daha çok gerekli olduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz. Umutların kesildiği, kırıklıkların varlığımızı tehdit ettiği bir ortamda bu darası alınmış net metinler kuşandıracak bizi ‘karşı-insan’a karşı. Bu güne değin ortalıkta görünen ve görünmekte olan hiçbir birarada oluş ile ilişkilendirilmemesi gereken Pakdil metinleri; düşüncenin, duyarlığın ve eylemenin sözde yükselebileceği zirveyi içeriyor. Bu yüzden Pakdil’in yapıtlarına tür vs. kategorik yaklaşımlarla değil, kendine özgü metinler olarak bakmak suretiyle ancak yaklaşılıp girilebilinir.
Yazının Epik Resmi Çekildiği Sırada
Yeni dönemde Nuri Pakdil’e ait 14 kitap yayımlandı. Bu kitaplardan “Batı Notları”, “Umut”, “Korku”, “xArap Şiiri(Güldeste)”, ve “xBir Yazarın Notları 1” yeniden yayımlanan kitaplar. Pakdil’in suskunluk döneminde yazdığı (sükut yalnız surette imiş anlaşılan” “Sükût Sûretinde”, “Derviş Hüneri”, “Arap Saati”, “Ahid Kulesi”, “Klas Duruş”, “Kalem Kalesi”, “Osmanlı Simitçiler Kasîdesi”, “xOtel Gören Defterler”den “Çarpışan Sesler” ve “Yazının Epik Resmi Çekildiği Sırada” okura sunulmuş bulunuyor.
Yenilmeden karanlığa, yeniden yılmadan, diretkenliği yayarak büyüklüğünü kuşanmak isteyen insana merhaba diyen Nuri Pakdil’le tanışmak isteyenler, kitabevlerinden ve Edebiyat Dergisi Yayınları, PK. 50 06581 Bakanlıklar/Ankara adresinden edindikleri kitaplarla tanış olabilirler. Yeni bir rüzgar estirmek gerekiyor, çünkü, “bir bayrak rüzgar bekliyor”. Bu ellerimizle, bu ayaklarımızla bir şeyler yapacağız. Yana düşmüş gücü kesilmiş eller: Eller yukarı!
EDY © 2002 - 2016 | Hata Bildirin | Yasal Uyarılar | eMail Kayıt | Mobil Cihazda Aç | +90 532 291 7896 |