Edebiyat Dergisi
Yayınları
6696. Gösterim
Milli Gazete, 30 Aralık 1974
Batı’da, çocuk masallarına bile girmiş olan bir “tema” vardır. Bir yanıyla da zekâya mahkûm olan ahmaklığı, diğer yanıyla da “hain korkak olur” atasözümüzle özetlediğimiz ruh hâlini hicveden bir “tema”: Görünmez elbise... Görünmez tablo... ve daha başka isimlerle konu edinilip işlenmiştir.
Özeti şöyle: Bir gözüaçık çıkar, görünmez elbise diktiğini veya görünmez tablolar sergilediğini iddia eder. Bu elbise veya tablonun ancak zeki, yardımsever, günah işlememiş kişilerce görülebileceğini, diğer insanların göremeyeceğini ileri sürer. Çevredekiler de iyi insan, günahsız Hıristiyan ve zeki olduklarını ortaya koymak ve bunu başkalarına da kabul ettirmek için, bu açıkgözün iddiasını destekler, aslı olmayan şeyleri görebildiklerini belirtir, hatta bu konuda kraldan çok kralcı geçinirler.
Jacques Prevert, işte bu temayı “Harikalar Tablosu” oyununda işlemiş. Olayın başlayışı ve gelişmesi şöyle: Bir gezgin soytarı yanındakilerle birlikte bir şehre gelir. Şehrin ileri gelenleri ile görüşür. Bir temsil vereceğini söyler. Temsilin özelliği, sergilenen tabloları ancak iyi ve zeki insanların görebileceğinden ibarettir. Temsil günü bütün halk alana toplanır. Beyaz bir perde gerilmiştir, bir tarafta. Temsili idare eden Chanfalla, beyaz perdede bir takım olayların geçmekte olduğunu izah ettikçe, herkes, aptal ve günahkârlığını örtmek için o olayları görüyormuş gibi davranır. Tabloları büyük bir heyecanla izlediği intibaını etrafa vermeğe çalışır.
Prevert, insanların bu zayıf yanını, oyunda, çok güzel bir anlatımla hicvediyor. Okunmağa değer bir eser. Zaten, umumî havası itibariyle oynanmaktan çok, okunmak üzere hazırlanmış bir oyun, “*Harikalar Tablosu”
*Nuri Pakdil’in başarıyla Türkçeleştirdiği bu eseri, “Edebiyat Yayınları PK. 50 Bakanlıklar-Ankara” adresinde temin edebilirsiniz.
EDY © 2002 - 2016 | Hata Bildirin | Yasal Uyarılar | eMail Kayıt | Mobil Cihazda Aç | +90 532 291 7896 |