Edebiyat Dergisi
Yayınları
7302. Gösterim
Milli Gazete, Sanat, 26 Eylül 1978
“Dostluk, karşılıklı birbirine bakmak değil, aynı yöne birlikte bakmaktır” der Exupéry. Yapayalnız dolaşıyor bu çağın insanı. Çünkü birlikte yürüyecek kadar güvenmiyor kimse birbirine. Belki de insanları birbirine sevdirmek gerekiyor öncelikle, bunun için. Düzen önce güveni sarstı Türk milletinde. Böylece eylemsizliğe itti onu. Çünkü nasıl birlikte yürünür güven olmadan?
Halkından aydınına, aydınından politikacısına dek büyük bir tutarsızlık içinde Türk ulusu. Sözleriyle edimleri, edimleriyle inançları tutmuyor birbirini. Çok güzel bir mantık işliyor ilişkilerde: güvensizlik mantığı. Herkes kendi dışında birinden gelen şeylere karşı bir güvensizliğe itilmiş ki konuşmalarda karşılıklı sözlerin birbiriyle ilintili olduğu görülmüyor dense çok olmaz sanırım. Kişiler devletten gelene karşı da kuşkulu, kişilerden gelene karşı da. Ama, ne gelirse gelsin. Her şeye karşı böyle bu.
Güven olmazsa dostluk olur mu? dostluk olmazsa bağlanma olur mu? bağlanma olmazsa eylem olur mu? İran’da halkın, öğrencinin, işçinin böyle dirençli bir başkaldırıyı sürdürüşünü şununla açıklıyorum: dostlukla, bağlanmayla. Tarihte örnekleri var; bakalım tüm devrimlere, eylemlere hangi temel değerlere, yöntemlere yaslanıyor?
Edebiyat dergisinde Nuri Pakdil’in “Fethi Gemuhluoğlu’nun Büyük anısına” yazdığı “Bağlanma” yazılarını bir de bu yaklaşımla okuyorum.
EDY © 2002 - 2016 | Hata Bildirin | Yasal Uyarılar | eMail Kayıt | Mobil Cihazda Aç | +90 532 291 7896 |